Kriyoablasyon (Dondurma) Yöntemiyle Ameliyatsız Kanser Tedavisi

Kriyoablasyon nedir?

Kriyoablasyon vücuttaki tümörlerin aşırı soğuk ile dondurularak tahrip edildiği minimal invazif yani vücut bütünlüğünün korunduğu bir tedavi yöntemidir.

Kriyoablasyon kimlere uygulanabilir?

Kriyoablasyon tedavisini, genellikle kanserli bölgenin bulunduğu organın sınırlarından dışarıya çıkmadığı erken evredeki kanserlerde uyguluyoruz.

Kriyoablasyon pek çok hastalıkta ameliyat ve radyoterapinin alternatifi konumundadır.

Ayrıca, ileri yaş ya da diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları gibi ek sorunlar nedeniyle ameliyat edilemeyen hastalarda kullanılabiliyor.

Kriyoablasyon nasıl yapılıyor?

Kriyoablasyonda; “prob” adı verilen özel bir iğne yardımıyla sıvı azot veya yüksek basınçlı argon gazı uygulanarak tümör dokusu -140 dereceye kadar soğutulup yok ediliyor.

Tedavi edilecek alanın geniş olması halinde kullanılan iğne sayısı arttırılabiliyor.

Tedavide kullanacağımız iğneleri ultrason ya da bilgisayarlı tomografi (BT) rehberliğinde perkütan yolla yani cildi geçerek ilerletiyoruz ve doğrudan kanserli dokuya yerleştiriyoruz. Daha sonra cihazı çalıştırarak bu özel iğnelerin içerisine gaz pompalıyoruz. Soğutma ve dondurmayı takiben dokunun çözülmesine izin veriyoruz.

Tedavinin bir seansında bu dondurma ve çözülme fazlarını birkaç kez tekrarlıyoruz.

Bu fazların kaç defa tekrarlanacağı ve süresi kanserin türüne ve yerleştiği organa göre değişkenlik gösterebiliyor.

Hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?

Kriyoablasyonun en yaygın kullanım alanı tümörlerin dondurularak tahrip edilmesi. Ancak fibroadenom gibi iyi huylu kitleleri de kriyoablasyonla tedavi edebiliyoruz.

Kriyoablasyon ilk olarak prostat ve böbrek tümörlerinin tedavisinde kullanıldı. Sonraki yıllarda; meme, akciğer, karaciğer, kas, kemik, yumuşak doku ve pankreas tümörlerinde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

Kriyoablasyon bazı durumlarda tek başına uygulanırken, kemoterapi ve radyoterapi ile birlikte kullanılabilmesi de mümkündür.

Kriyoablasyonda tümör nasıl yok ediliyor?

Kriyoablasyon dokuyu dondurarak tahrip eden bir ablasyon yöntemidir.

Bu amaçla, sıvı azot veya yüksek basınçlı argon gazı kriyoablasyon iğnesinin içindeki ince bir kanaldan geçirilip iğnenin tam ucunda serbestleştiriliyor.

Gazın basıncının aniden düşmesiyle doku soğutuluyor ve kriyoablasyon iğnesinin çevresinde bir buz topu oluşuyor.

Sonuç olarak, tümörde buz kristallerinin oluşmasıyla damarların tıkanması ve apopitoz sonucunda yaygın doku ölümü meydana gelir.

Kısacası, kriyoablasyon işleminde kanserli tümör buz topuna dönüşüyor; buz topu eridiğinde kanserli tümör yok oluyor.

İşlem ne kadar sürüyor?

Uygulanan tümör ve organın özelliklerine göre 30 dakika ile 3 saat arasında sürüyor.

İşlem sırasında anestezi gerekli midir?

İşlem kayda değer bir ağrıya sebep olmadığı için kriyoablasyon sırasında genellikle lokal anestezi yeterli oluyor. Bazı durumlarda sedasyon uygulamasıyla yani hafif uyku hali yaratarak işlemi daha konforlu hale getirebiliyoruz.

Kriyoablasyonun diğer tedavi yöntemlerine göre üstünlükleri nelerdir?

Kriyoablasyonun diğer ablasyon yöntemlerine çeşitli üstünlükleri bulunuyor;

  • Soğuğun doğal ağrı kesici özelliği nedeniyle kriyoablasyon ağrısız bir tedavi yöntemi, bu nedenle lokal anestezi ile yapılabiliyor. Bu, anestezinin riskli olduğu hastalarda ve ablasyon sırasında hastanın uyanık olması gereken durumlarda oldukça önemli bir avantaj.
  • Kriyoablasyon sırasında tümörün çevresindeki sinirler de tahrip olduğu için işlem sonrasında radyofrekans ve mikrodalga ablasyon gibi benzer tedavi yöntemlerine kıyasla daha az ağrı oluyor.
  • İşlem sırasında oluşan ve tümörü yok eden “buz topu” ultrason ve BT’de kolayca görülebildiği için yöntem daha emniyetli olarak uygulanabiliyor. Böylece ablasyonun yeterli olup olmadığını anlayabiliyoruz; gerekli olduğu takdirde ablasyon süresi uzatılabiliyor ya da ek iğne yerleştirilebiliyor.
  • Diğer ablasyon yöntemleriyle en fazla 3 cm çapındaki tümörler tedavi edilebilirken kriyoablasyonda iğne sayısını artırarak daha büyük tümörleri de tedavi edebiliyoruz.
  • Kriyoablasyonda yan etki görülme olasılığı daha düşük; tümöre komşu kritik doku ya da organların zarar görme ihtimali azalıyor. Bu nedenle daha güvenli bir tedavidir.
  • Enfeksiyon riski daha düşüktür.
  • Hastalarımızı işlem yapıldıktan sonra, genellikle aynı gün taburcu ediyoruz.
  • Cerrahiye kıyasla iyileşme süresi kısa.
  • Ciltte ameliyata kıyasla çok daha küçük bir iz meydana geliyor.
  • Kriyoablasyondan sonra ölen kanser hücrelerinden kana yayılan maddeler bağışıklığı uyarır. Bu amaçla immünoterapi ile birlikte kullanılabiliyor.

Online Randevu

Sosyal Medya

Bizi Arayın
Yol Tarifi Alın